Aydın Sezgin – 2012 Nâzım Hikmet Mezar Başı Konuşması

2012 yılı Nâzım Hikmet’in ölümünün 49. yılında düzenlenen anma etkinlikleri kapsamında mezarı başında düzenlenen törende T.C. Moskova Büyükelçisi Sayın Aydın Adnan Sezgin konuşmasını yapmak üzere davet edildi.

Değerli konuklar,
Türkiye’den bu güzel görev için gelen çok değerli sanatçılarımız
Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da büyük şairimiz Nâzım Hikmet Ran’ın mezarının başındayız. O’nun vefatının 49. yıl dönümünde O’nun ve hüznün iç içe geçtiği duygularla ve saygıyla anıyoruz. Önümüzdeki sene konuşmalarımızda yarım asırdan söz edeceğiz.
Nâzım Hikmet’e dair yeni bir şey söylemek çok zor. Hakkında yüzden fazla kitap yazılmış bir şair, bir edebiyat insanı, bir tarihsel şahsiyet hakkında yeni ne ifade edilebilir ki? Şairliğine ilişkin her hangi bir yorum yapmak ise tam bir cürretkarlık olur.
Nâzım’ın uğradığı haksızlıklar, ceza evinde çektikleri, yaşadığı mutsuzluklar, aşkları, insanlık sevgisi, Türk halkına olan tutkusu, yurt severliği, özlemleri, barışa ver kardeşliğe olan inancı ayrıntılarıyla biliniyor.
Yakın tarihimiz O’na hak etmediği kederli bir kader yaşattı ve O ülkesine hasret içinde öldü. Ne var ki şiiri ve kişiliği O’na yanlış davranan geçmişi kaleme çaldı. Bunun bir ifadesi de büyük şairin vatandaşlıktan çıkarılma kararının 2009’da geri alınmış olması. Yine de geçmiş zaten hatalar birikimidir.
Bugün yaşadığımız dünya, Türkiyemiz ve konuğu olduğumuz Rusya; Nâzım Hikmet’in yaşadığı ve hayata gözlerini yumduğu dönemden çok farklıdır tespitiyle yetinemeyiz. Nâzım Hikmet olgusunun bir erdemi de; O’na yaşatılanların bizleri dünü ve bugünü, kendimizi ve dünyadaki her noktayı sorgulamaya zorlamasıdır. O artık kendi ağırlığı ile kurşun gibi ağırlığıyla görkemli bir simgedir.
Bu bilinçle O’nu Moskova’daki Türkler olarak Moskova’daki arkadaşlarıyla, arkadaşlarımızla birlikte anıyoruz.
Bu törenin düzenlenmesinde emeği bulunan herkese, özellikle Rus-Türk İş Adamları Derneğine ve başkanı Sayın Ali Galip Savaşır’a teşekkür ediyorum.
Bu yıl, konuşmamın başında belirttiğim gibi, Türkiye’den gelen çok değerli sanatçılarımız da bulunuyor. Onları da selamlıyor ve aramızda olmalarının bizler için büyük anlam taşıdığını ifade etmek istiyorum.
Diğer büyük bir şairimiz merhum Fazıl Hüsnü Dağlarca bir dizesinde; “Uluslar büyük evlatlarıyla nefes alırlar.” der. Nâzım Hikmet Ran ulusumuzun büyük bir evladıydı. O’na minnet ve şükran duygularımızı sunuyor ve manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum.
Ruh’u şad olsun!

www.nazimhikmet.com