4 Haziran 2022 tarihinde Puşkin Tiyatrosu’nda düzenlenen Nâzım Hikmet’i Anma Etkinliğimizde yazar Zülfü Livaneli konuşma yaptı.
İyi akşamlar, sevgili dostlar, sizlerle beraber olmak için böyle kırık ayakla geldim, çünkü o kadar büyük gayret gösteriyor ki Ali Galip Savaşır ve diğer arkadaşlarımız. Harikalar. 1990’lardan beri Nazım Hikmet’in anmak için büyük fedakarlıklar yapıyor buradaki dostlarımız ve biz de tabii geliyoruz, ayağımız kırık ama kalbimiz kırık değil, mücadele azmimiz hiç kırık değil.
Sevgili Mariya Repenkova dün Şarkiyat Enstitüsü’nde benimle ilgilli bir konuşma yaptı. Meğer benimle ilgili makaleleri çokmuş bir de çok güzel bir kitabı var, baya uzun bir bölüm yazmış benim romanlarımla ilgili. Benim hayat hikayemi anlattı, romanlarımı da anlattı.Dedim ki biz de şöyle bir hikaye vardır. Eskiden arzuhalciler vardı, okuma yazma bilmeyen Anadolu köylerinin hikayelerini daktiloyla yazarlar daha doğrusu dilekçelerini verirler. Hatta bir ara Yaşar Kemal de yapmış bir çınar ağacının altında. Takdir, öyle oturup hayatını kazanmış o zaman, ona arzuhalci kör Kemal diyorlar. Şimdi bir hikaye var. Köylünün birisi gelmiş arzuhalciye demiş:
-“Benim dilekçeye ihtiyacım var, mahkemeye yazılacak’’
-‘’Niçin?”
-“Babam öldü, amcalarım beni dövdü’’
-‘’Peki, öğleden sonra üçte gel al’’
Öğleden sonra üçte gitmiş, sana bir okuyayım demiş arzuhalci, üç sayfa yazmış, okurken okurken ikinci sayfada adam ağlamaya başlamış:
-‘’Bana neler yapmışlar da haberim olmamış’’.
Şimdi Mariya Hanım benim arzuhalcim olmuş. Onu dinleyince dedim biz neler yaşamışız.
Biz Nâzım’a hayran olduğumuz zaman yasaktı, böyle değildi. Nâzım Hikmet şiirleri elden ele böyle kağıtlarla falan dolaşırdı, yasaktı ve o yasak şiirlerle biz Nâzım’a hayran olduk, daha sonra büyüyünce onun bestelerini yaptım. 1978’te ‘’Nâzım Türküsü’’ albümünü çıkardım, kendi dilindeki ilk ve tek albümdü.
Çok yargılandım o yüzden, fakat Nâzım o kadar büyük bir yer etti ki bizim hayatımızda, bizim Puşkinimiz. Biz Puşkin Tiyatrosu’ndayız ve Puşkin’i de zaten bizim olarak kabul ediyoruz, bugün dünya ne derse desin, Rus edebiyatı, Rus müziği, Rus kültürü dünyanın mirasıdır ve dolayısıyla Puşkin bizim de mirasımızdır, Nâzım da bizim mirasımızdır ve dünyanın mirasıdır.
Nâzım’ın önemini saatlerce konuşabiliriz, dönüştürücü etkisini, Türk dilindeki yaptığı yenilikleri, bize getirdiği yeni şiir anlayışını çok fazla konuşabiliriz.
Nâzım’ın meşhur şiiri ‘’Ben yanmasam…’’. Ben bu 61 yaşında ölen ustama ondan 15 yaş büyük olarak şu anda diyorum ki, Nâzım, sen yanma, ben de yanmayım, biz de yanmayalım, onlar yansın, o faşistler yansın.





Yorum Ekle