Tarihimizin derinliklerinde kendi duygularını, kendi düşüncelerini, olması gerekenleri korkmadan yazmış ve bugün taptaze yaşayan ozanlarımızdan, Fuzuli, Edip Harabi,Turabi, Hallac-ı Mansur’u anarak sözlerine başlayan Musa Eroğlu, coğrafyamızın dil zenginliklerinden bahsederek konuşmasını Nâzım’a getirdi. Nâzım’ı tüm bunların arıtılmış hepimizin anlayabileceği bir dilde, büyük usta olarak tanımladı.
Kendisi ve arkadaşları adına bu organizasyonda emeği geçen herkese sevgi ve saygılarını sunarken, bunu paylaşmaktan dolayı yaşadığı mutluluğunu ifade etti.
Küçüksün Güzel Etme Bu Nazı
Küçüksün güzel etme bu nazı
Yüreğime bastın ataşı közü
Başına takmışsın gülü nergizi
Yüzünü yüzüme süresim gelir
Aladır gözlerin hilaldir kaşın
Aradım dünyayı bulunmaz eşin
Yaylanın karından ak beyaz döşün
Uzanıp yanına ölesim gelir
Karacaoğlan der ki bilirim yari
Yoluna koymuşum can ile seri
Koynunda beslemiş ayvayla narı
Çözüp düğmeleri göresim gelir
Yorum Ekle