Türkiye’nin dünyaca ünlü şairi Nâzım Hikmet, ölümünün 47. yıldönümünde Moskova’da bir dizi etkinlikle anıldı.
Rus Türk İşadamları Birliğ (RTİB) ve T.C. Moskova Büyükelçiği işbirliğinde, Edip Akbayram’ın değerli katkılarıyla organize edilen etkinliklerin akşamki bölümünde gerçekleştirilen konserde, sözleri Ataol Behramoğlu, bestesi Mustafa Uysal’a ait “Ben Ölürsem Akşamüstü Ölürüm” adlı parçayı seslendiren Akbayram, Behramoğlu’nun ülkemizin yetiştirdiği Türkiye’nin yaşayan en güçlü şairlerinden biri olduğunu söyledi.
Ben Ölürsem Akşamüstü Ölürüm
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Şehre simsiyah bir kar yağar
Yollar kalbimle örtülür
Parmaklarımın arasından
Gecenin geldiğini görürüm
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Çocuklar sinemaya gider
Yüzümü bir çiçeğe gömüp
Ağlamak gibi isterim
Derinden bir tren geçer
Ben ölürsem akşamüstü ölürüm
Alıp başımı gitmek isterim
Bir akşam bir kente girerim
Kayısı ağaçları arasından
Gidip denize bakarım
Bir tiyatro seyrederim
…
Ataol Behramoğlu
Kısa Özgeçmişi:
1942’de Çatalca’da doğan Ataol Behramoğlu ilkokul eğitimini Kars ve Çankırı’da, orta ve lise eğitimini ise Çankırı’da tamamladı. 1966’da Ankara Üniversitesi DTCF Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. 1969’da yayınlanan “Bir Gün Mutlaka” adlı şiir kitabı ile kuşağının öncü bir şairi olarak kabul edildi. 1970-74 yıllarında yaşamını Paris, Londra ve Moskova’da sürdürerek dil ve edebiyat konularında çalıştı. Moskova Devlet Üniversitesi’nde Rus edebiyatı üzerine lisans üstü çalışma yaptı. Yurt dışında bulunduğu sırada İstanbul’da “Yolculuk, Özlem, Cesaret ve Kavga Şiirleri” adlı şiir kitabı yayınlandı. Ülkeye dönüşünde kardeşi Nihat Behram’la edebiyatta yeni toplumcu-gerçekçi anlayışı yansıtan “Militan” dergisini çıkardı. 1960’lı ve 70’li yıllarda başladığı çeviri çalışmalarını sürdürerek Rus edebiyatından Lermontov, Puşkin, Gorkiy, Çehov gibi şair ve yazarların yapıtlarını dilimize çevirdi. 70 yıllarda yayınlanan “Ne Yağmur…Ne Şiirler”, “Kuşatmada”, “Dörtlükler”, “Mustafa Suphi Destanı” gibi şiir kitaplarıyla çağdaş Türk şiirinin önemli temsilcileri arasında yer alan Behramoğlu 1982 yılında askeri cunta yönetimince Türkiye Barış Derneği’ne karşı açılan dava nedeniyle tutuklanarak on ay cezaevinde kaldı. Cezaevinde bulunduğu sırada kendisine Asya-Afrika Yazarlar Birliği’nin “Uluslararası Lotus Edebiyat Büyük Ödülü” verildi. 1985-86 yıllarında Paris- Sorbonne Üniversitesi’nde Rus edebiyatı ve karşılaştırmalı edebiyat konularında lisans üstü çalışmalar yaparak D.E.A. derecesi alan Ataol Behramoğlu Paris’te “Anka” adlı Türkçe-Fransızca edebiyat dergisini kurup yönetti. 1989’a kadar sürecek bu ikinci yurt dışı döneminde, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkedeki toplantılarda şiirlerini okudu, konferanslar verdi. Ülkeye dönüşünde iki dönem Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanlığı görevini üstlendi. Çocuk edebiyatı, gezi, anı, deneme türlerinde çok sayıda yapıtı yayınlandı. Çeşitli üniversitelerin öğretim kadrolarında yer alarak profesörlüğe kadar yükseldi. 2007’de Rusya Federasyonu’nun “Uluslararası Puşkin Madalyası” ile ödüllendirilen ilk Türk şairi oldu. 1995’ten günümüze “Cumhuriyet” gazetesindeki köşesinde yayınlanmakta olan makalelerini çok sayıda kitapta topladı. Behramoğlu, ünlü müzisyenlerin beste ve yorumlarıyla da milyonlara ulaşan dizeleri, öncü şair ve aydın kimliğiyle çağdaş edebiyatımızın en çok sevilen, ilgi ve beğeniyle izlenen şair ve yazarları arasında yer aldı.
Yorum Ekle